Bozkurtların Diyarı
 
 

KÖLE RUHLAR ÜZERİNE

Kölelik müessesi kalkalı çok oldu. Artık köleliğin,kitapta kanunda yeri yok!.. Fakat ne yazık ki kitaptan kanundan kaldırdığımız köleliği hayattan kaldıramadık. Belki de bu fıtri bir şey!.. Bazı insanlar itaat etmekten hoşlanırlar… Ama kime niçin olursa olsun! Bunlar tıpkı eşya gibidirler.Kendilerinden hiçbir reaksiyon göstermezler. Bagaj gibi bazı buyurganların emriyle bir yerden bir yere taşınırlar,giderler gelirler…

Bu tür yaratıklara acınır,çünkü ellerinden bir şey gelmez,Allah onları öyle yaratmıştır demek biraz saçma bu resmen tercihtir… Bir de bir bakıma bunlara benzeyen bir bakıma benzemeyen daha başka bir tip vardır biraz da bunlar üzerine yazmak lazım. Halk arasında hem uyuz hem kuduz!denilen kendilerinden şiddetle nefret edilen insan tipi,işte bu ara devre tiptir. Bunlar kendilerinden bir santim büyük kimselerden,o kadar korkarlar ki,amirlerinin üstlerinin karşısın da adeta yerle bir olup bin bir takla atarlar… Buna karşılık kendilerinden bir santim küçük olanları da yok bile bile çiğnedikleri varlıklarını ayaklandırıp olmuş görmek isterler… Kırılan izzeti nefislerini başkalarını çiğnemek,böylece ham gururlarını tatmin etmek isterler. Ellerine verilen salahiyeti bir intikam aracı olarak kullanırlar…

Bunları yaparken de milli, vatani, üç altın halka kutsaliyetini yerine getirdiklerini sanırlar. Kendilerini ve etraflarındakilere bir sürü tevil- tefsirle bir şeyler adına bir bildikleri vardır diye inandırmaya çalışırlar. Bunlar her nasılsa karşılarına vazife icabı itaatle mükellef olan,fakat kendilerinden her bakımdan kat kat yüksek olan üstün insanları ezmekten sonsuz zevk alırlar. Kendi varlıklarını başkalarının yokluğunda,kendi kuvvetlerini başkaların aczinde bulup sevinirler… Bu zavallılar kendi kendilerine yokturlar,asalak misali başkalarının sırtından geçinerek büyüyüp var olurlar… Bir nevi yığma tepe gibidirler…

Başkaları sayesinde elde ettikleri üç beş kuruş bir sandalye bir koltuk,bir rütbe sayesinde vardırlar. Leş kargaları nasıl leşle geçinirse,nasıl leş onların başlıca gıdalarıysa bunlarında kin intikam gıdalarıdır. Düşmanlıkları aşağılık psikolojisinden kaynaklanıp kıskançlıktan ve kendini ispat kaygısından kaynaklanır. Ne sağlıklı ruhları ne de muhasebe yapacak bir vicdanları yoktur. Vicdan azabı gibi bütün kirleri atan,bütün kötülükleri unutturan,o büyük kaynaktan o sonsuz ummandan mahrumdurlar;nasipsiz uyuz tiplerdir… Cimri ve kısır ruhlarında Tanrının zengin ve engin af ve mağfiret deryasına doğru bir hamle bir açılış ve bir akış görünmez. Kuvvetlinin karşısında köpek zayıfın karşısında aslan kesilirler… Ne söylediklerini kendileri de bilmezler en belirgin vasıfları yalan söyleyip söyledikleri yalana kendilerinin de inanıp bu hali traji komiklik olarak yansıtmaktır. Mütemadiyen homurdanır dururlar küçük bir muvaffakiyetten,sağlarındaki ve sollarındaki parlayan birkaç yıldızdan sonsuz bir gurur duyarlar. İçleri içlerine sığmaz hükmetmeye başlarlar…

Kendi kendilerine sorarlar “ben Kimim ben?benlikleri dünya kadar büyür sağa sola köpek gibi hırlayıp dururlar… Kendilerine bir şeyler bağışlayan bu statü ve konumu tevdi eden efendilerine karşı da balon gibi şişkinleşip tıslaşırlar… Hiç beklenmedik bir anda soldan bir çarkla hepten hiçe geçerler,pabuçları dama atılır… Ortalıkta görünmez olurlar.Bunlar sinsi pinti mahluklardır. Elleri, sözleri ,ruhları kalpleri kafaları açık değildir. Açık olan bir tarafları vardır oda ağızları…ağızlarından lağım akar… Küfrü sövüp saymayı öykünüp güç taslamayı kabadayılık sanırlar. Zordan hoşlanmayan,zorbalıkla zapt edilmeyen bir şey varsa oda insan kalbidir. İnsan kalbi arızi bir zorla fethedilmez.

Onlar bunu bilmezler,zorla ellerindeki salahiyetle,tahdit ve tehditle otorite kurup bunu devam ettirmeye çalışırlar… Ve sonun da arkalarından konuşulanı bir tek kendilerinin duyup, bilmediği garip ve gülünç tipler olarak rollerini idame ederler… Bunların oldukça yoğunlaştığı zamanımızda ortam artık iyice dayanılmaz hale dönüşüp çekilmez yapılar oluşmuş demektir. Bunlar namussuz, edepsiz hırsızdan çok daha tehlikelidirler… Bu tür sıfatlıların bir tek yüzleri vardır biz onu tanıyıp biliriz ve ona göre hareket ederiz fakat bunların bir değil bin yüzü olduğu için çokça yanılıp bunlarla çokça yüzyüze kalırız. Allah yüzsüzlerle, çok yüzlülerden bu milleti korusun…

MURAT TABAK

TÜRKİYE KUŞATMA ALTINDA KUŞATMAYI KIRACAĞIZ !

Karanlık güç odakları gizli-açık niyet ve amaçlarını öylesine baskın bir şekilde uygulamaya başladılar ki,bu baskı Türk’ü her alanda kuşatma altına alıp,sosyal yaşamını adeta tehdit eder hale gelmiştir. Türk insanına yaşama hakkı tanımayan bölücü unsurlar,arkalarına aldıkları siyasi destekle birlikte her alanı işgal etmişlerdir.

Otoparkçılık adına kaldırımlar, pazarcılık adına tezgahlar, özgürlük adına sokaklar işgal edilmiş; işportacılık adına korsan kitap - cd ve kasetçilik, eğlence sektörü adına güvenlik görevliliği( bodyguard’lık), kapkaççılık, uyuşturucu satıcılığı yapanlar organize bir şekilde azınlık psikolojisiyle yönlendirilip, esnafa, dükkanlara, insanlara saldırarak korku ve panik yaratarak tahakküm sağlamaktadırlar. Her türlü yasadışı, mafyatik yapılanma ve ilişkilerin yanı sıra kayıtdışı veya kayıtdışılığa müsait işler, resmen bu güruhun tekelindedir. Geçmişte bu alanlarda faaliyet gösteren kişilerle mücadele etmeyi ‘temiz toplum’ adına kendisine misyon edinenlerin, bugün bölücüler ve bölücülere lojistik destek sağlayanlar söz konusu olunca ‘dut yemiş bülbül’ davranışı sergilemeleri, dikkat çekici bir özellik göstermekte, bu kişilerin ‘perde arkasındaki gerçek amaçları’ hakkında elimize önemli ipuçları vermektedir

Manipülasyon hapını uzlaşma, hoşgörü, demokrasi kavramlarla yutturup, etkinliği edilgenliğe dönüştürmektedirler !.. İnsan hakları ve özgürlük maskesi adı altında , tehlikeli gelişmelerin gerçek yüzünü saklayanlara projektör ışığı olacağız. Bu günden sonra Türk’ün ve Türk vatandaşlarının varlığına ve bekasına iman etmiş Türk Ülkücüleri etkinliklerini , dost – düşman herkese kabul ettirecek davranışlarını, hassasiyetin olmazsa olmazı olarak hissettireceklerdir ! Bunu da anti-parantez belirtmekte, bir ‘uyarı’ olarak algılanmasını sağlamak adına fayda görüyoruz…

Küresel kuşatma yanında ,iç işgal baskısı da gören Türkiye’yi, milli hamlelerle tekrar direnç sahibi yapacağız. “Türkiye Türklerindir” anlayışını bu ülke de herkes kabul etmek zorundadır.Bu anlayışı kabul etmeyip, sinsi bir şekilde ihanet adımı atanlarla da, her şart ve zeminde mücadelemiz sürecektir.

ÜLKÜ OCAKLARI EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI GENEL BAŞKANI ALİŞAN SATILMIŞ
 
 
Copyright © 2003 - KURTBABA