Uzun zamandır kendi değer yargılarımızın yönlendirdiği reflekslerle kendimize bir yol güzergahı oluşturup bu alanda kendimizce faaliyette bulunduk.Geldiğimiz ve durgumuz yer itibariyle ne kimseden bir icazet nede bir destek almamız söz konusu olmamıştır. Ayreten ilgili oldugumuz faaliyet sahasında tanımlandığımız ülkücü dünya görüşüyle ilgili tercihimiz tamamen irade beyanıyla alakalı oldugundan ortaya koyduğumuz fiiliyatlarda tamamen bu yükümlülüğün yönlendirmesinin şuurlu tercihi oldugundan asla bir hesap indeksine kanalize olmamız söz konusu olmamıştır olmazda.

Ama kendi varlıklarını bir takım indeksli gelişmelerin konum tesciline dahil edenler bildiğimiz sebeplerden dolayı yapıp ettiklerimizi hep yanlış yorumlayıp bir sürü karalamama ve iftiraya girişmişlerdir.Memnuniyetsizliklerini onun bunun yapıp ettiklerinde olumsuzlama yaparak tescillendirmeye çalışanlar akla hayala gelmeyecek iftiralarla komplo teorileri üretmeyi kendilerine görev addetmişlerdir.Aidiyetin kültür temelinden yoksun olanların dünyayı okumada gerekli olan kültürel referanslara sahip olmaması görüneni okumada elbet yeterli sonuç açılımlarına tekabül etmeyeceğinden yetersizlikler başka kılıflandırmalarla giderilmeye çalışılacaktır.

Biz” it ürür kervan yürür” kavlinden fikri temelimizi şuurlu olarak temellendirmede dünün mirasında sosyal sorumluluk mecburiyeti duyduğumuzdan bu tür olumsuzluklara aldırmadan hiç bir hesap ve menfaat beklemeden mirasımızın gereğini yerine getirmeye devam ediyoruz.Hiç kimsenin ne dümenini tutarız nede hiç kimsenin hatırını gönlünü davamızdan öncelikleriz.Ülkücülüğün bize verdiği sosyal referans bu harekete son nefesimize kadar hizmet etmeyi gerektirmektedir.Bu sosyal referansın bedeli bir çok şeyin kazanılmasında milyarlarca dolar harcansa da elde edilemeyecek kadar büyük ve ulvi bir şeydir.

Mesaj verme konumunda olanlar,verdikleri mesajların kitle halet-i ruhiyesinde ne tür bir tevil ve tevsire uğrayacağını bilmek gibi bir sorumlulukları sözkonusudur.Sorumluluğun idrakinde olanlar değer yönelimli tüm hal ve tavırlarını muhatap kitlenin anlam dünyasındaki algılayışa uygun kılmak zorunlulukları vardır.

Henüz bıyıkları terlemeden hayatı tanıyıp bilmeden yardan, anadan, serden geçmiş, bir gül bahçesine gider gibi davası uğruna şehit olmuşların dul sakat kalmışların mirası üzerine böyle adice fotoğraf yayınlayanlar anasının kırığıyla dost olmakla eşit bir manayı oluşturur benim anlayışıma göre…

Sözün özüne gelirsek bu fotoğrafları siteye ekleyen kişiler kendi halet-i ruhiyesinde bu densizlikleri yapmaya müsaid insanlardır ve şunu da üzülerek söylüyorum ki Bolvadin gibi muhafazakar, gelenek ve törelerine bağlı bir yerde bu insanların yaşaması toplumumuz için potansiyel bir tehlike olarak görülmektedir.

Bu kişilerin gerçek amaçları Ülkücü gençlerimizi tahrik etmek ve toplumu huzursuzluğa itmektir. Amaçlarına ulaşmak için önlerindeki engelleri birer birer temizleyen bu emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin karşısında, bu milletin artık sadece tek bir 'direnç noktası' kalmıştır. O direnç noktası da Ülkü Ocaklarıdır.

Bu gerçeğin bilincinde olan küresel çeteler ve yerli işbirlikçilerinin, yazdıkları senaryoda Ülkücülerin de rol alması için, her türlü komplo ve provokasyona başvurmaktan çekinmeyecekleri, beklentilerimiz arasında yer almaktadır. Ülkücülere ve hassasiyetlerine yönelik bu tip saldırılar, bugün yerini fiili saldırılara bırakma eğilimine girmiş, bunun işaret fişekleri atılmaya başlanmıştır. Bütün ülküdaşlarımızın bu konuda dikkatli olması gerekmektedir.

Yalnız bu güçler şu gerçeği çok iyi bilmelidirler ki; Ülkü Ocakları, senaryosunu kendisinin yazmadığı, kurallarını kendisinin koymadığı hiçbir oyunda rol almayacaktır. Rol alacağı oyunda ise, çelik iradeli ülkücülerin, son eri kalıncaya kadar haklı mücadelesine devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Ve bu oyunun sonunda da kazanan, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da Ülkücüler olacaktır.